14 Mayıs 2014 Çarşamba

Yerin Diplerindeki Acı Karanlık



Saatin bu dakikalarında size ne doktoru yazacağım ne de marsiyi. Elimden geldiğince yazım kurallarına da çok dikkat etmemeye çalışıcam. Çünkü dünyada dikkat edilmeyen dikkate alınmayan onlarca can varken benim bir bağlacı ayrı yada bitişik yazıyo olmam hiç olmadı bir virgülü kelimelerin arasına yerleştirme çabamın hiçbir anlamı yok emin olun.
Yerin kat kat derinliklerinde yanan ateş eğer yerin üstündeki insanların göz yaşlarını sele çevirip dudaklarını çatlatıcasına dualar okutuyorsa ve ülkenin çeşitli birimleri onca can için seferber oluyorsa aslında insanlığın cümle kurmasına çok da gerek yok. Olmamalı. Susulmalı ve insanlık çıkarlarından utanmalı
Ne zaman dönülecek yanlışlardan. Para ne zaman çıkacak hayatımızın merkezinden. Bu adilik ne zaman bitecek. Yerin altındaki insanların kat kat fazlası yukarılarda toprağa basıp bi şekilde umut etmeye çabalarken yerinde rahat uyuyanlar var mı. Ağlıyor mu o insanlar. Allasen bi söyleyin bana ya. Telfon konuşmalarının açığa çıkması dışında uykuları kaçtı mı hiç. Paraları nereye dağıtacağını bilemeyip bu sürecin dışında hiç paniklediler mi ağızları yüreklerine geldi mi hiç. Bi söyleyin bana. !!
Susun. Ben de susuyorum ve utanıyorum ülkemden. Ülkem değil üç isterse on üç yerinden denizlerle kaplı olsun, yerin altındaki onca canı ateşten alamaz. Kara yüzlerini temizleyemez.
Bu kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder