Gördün mü Marsi, geldiğini gören duyan birileri kanadını
kırmaya çalışıyor. Daha daha yükseğe çık Marsi! İnsanlardan kaçabildiğin kadar
kaç. Tardu gibi.
Neden mi? İnsanlar adi. Çok adi hem de. Bak başımdan geçen
olayı anlatayım sana şimdi.
Deniz Kara diye gerçekte olmayan bir insan evladı bana bir şeyler
yazdı geçen gün. Doktor vardı ya hani. Tutturmuş onu anlat bana. İlişkim ne
kadar sürmüş, neden bitmiş bıdı bıdı bıdı.
Kimsin diyorum, söyleyemem cesaretim yok, diyor. Yani doktor
gibi korkak ve bencilsin diyorum, evet, diyor.
Güler misin ağlar mısın Marsi.
Çevremden biri misin diyorum, bir zamanlar çok
yakınlarındaydım sadece, diyor. Ve sanırım şimdiye kadar yazılmış olan yetmiş
iki yazıyı da okumuş.
Okumuş da bi halta yaramamış . Doktor gibi.
Kimdi o Marsi? Gökyüzünde uçarken gördün mü hiç ?
Bilmiyorsun değil mi?. Ben de bilmiyorum. Aklıma gelmeyen kimse kalmadı.
Doktoru bile düşündüm.
Keşke o olsa Marsi! Keşke it gibi pişman olsa. Keşke etleri
yanarcasına canı yansa. Keşke göz çukurları kuruyana kadar ağlasa. Keşke
içindeki bunaltı ona nefes aldırmasa. Keşke “vicdan” kelimesinin acısını her
saniye yaşasa ve o kelimenin altında her salise ezilse.
Ama o değilse de , benim derin kuyuma düşsün Marsi. Madem onca
yazılan cümleye rağmen benim içimdekileri anlayamadı, boğulsun o kuyunun bir
karış suyunda! Madem bencil, hiç çıkamasın o derinlikten benim karşıma. Madem
her dediğimde haklıyım o zaman Tanrı da şu teraziyi biraz düzeltsin artık.
Bir gece gökyüzüne bakıp seni gördüm Marsi. Yanıma ne
sevilen bir adamı ne Kevok’u ne de başka birisini aldım. Bir ben bindim
sırtına. Seninle yeni bir hayata uçtum.
O gecenin sabahında yatağımda uyandım ve doktoru sildim
Marsi. Senin sayende.
Şimdi bu gece yine gel camıma. Ve Yarın sabah uyandığımda o
kişi söylesin bana kim olduğunu.Bul onu bana Marsi.
Bul!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder