“Kimseyi sevemiyorsanız illa unutamadığınız biri yoktur.
Ya hevesiniz kalmamıştır, ya inancınız...”
Ya hevesiniz kalmamıştır, ya inancınız...”
Ya hevesim ya inancım kalmamış. Öyle demiş birileri Marsi.
Dün ne uzun ne de kısa bir yolculuk yaptım. Evime döndüm.
Aileme sarıldım. Kitaplığımdaki kitapları kokladım. Bazılarının sayfalarında bu
sabah uzun uzun göz gezdirdim. Şimdi de onları karşıma almış yine bir şeyler
yazıyorum işte. Olduğu kadar.
Olmadığı kader.
Yolculuğumda kısa bir deniz havası da alabiliyorum. Zehrimi kusarcasına
çekiyorum o deniz havasını içime. O zaman yaşamaya bir neden bulur gibi
oluyorum Marsi.
Karanlık. Denizin mavisi geceye çalar gibi oluyor bazı bazı
. Dalgalar büyüyor gibi Marsi. Işık sönecek birkaç saat içinde. Yine karanlıklarda
boğulur muyum; derin çukurlarda yarama kendim mi pansuman yaparım bilmiyorum. Ama acıyor yine bir şeyler.
Öfke bu kadar mı yenilmez bir olgu Marsi !? Öfke bu kadar mı
güçlü?
Öfke hiç yenilmez mi, yorulmaz mı, vazgeçmez mi ?
O öfkeyi al sök içimden Marsi. Gökyüzünde Tardu’yu bul bana!
Yardım et Marsi.
Yardım et.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder