31 Mayıs 2014 Cumartesi

Vatoz mu Taş mı ?



Bazen sessizliğin içinde boğuluyorum. Yüzmeyi çok uzun zaman önce öğrendim ama boğuluyorum yine de . Nefesim iyidir ama boğuluyorum çaresiz.
Kelimeler koca bir halka geçiriyor boynuma. Bazense vatozların bile yaşayamayacağı derinliğe kalbimde koca bir taşla bırakıyor beni öfkem.
Taşı bırakamıyorum. Derine batmam gerekiyormuş gibi geliyor bazen. Karanlık ve soğuk bir denizin dibinde tek başıma ölmem gerektiğine inanıyorum. 
Kimse yok. Ve anlıyorum ki insan suyun içinde de ağlasa gözyaşının tadını dudaklarında hissedebiliyor.
Tek bir yabancı nefes bile yok. Ciğerlerimdeki havanın bittiğini anladığım sıralarda hıçkırıklara savaş açmak çaresizliği mi sergiliyor yoksa ölüme bir adım daha yaklaşma isteğinin sinyalini mi veriyor beynime, bilmiyorum.
Kumların ayaklarıma değdiğini hissedebiliyorum. Seviniyorum. Bir şeyler hissedebiliyor olduğumu bilmek sevindiriyor beni en acı bir şekilde. Biraz da gülümsüyorum son saniyelerde.
Ve son kez düşünüyorum. Mutluluk var mı?
Sanıyorum ölüyorum. Ciğerlerime sular doldu, taşıyor.  Hava baloncukları yüzeye çıkamadan kapatmak istiyorum gözlerimi.
Ve cevap veriyorum .
Mutluluk olsaydı, kalbimde koca bir taş olmazdı ve ben karanlık bir suda kum tanelerinin varlığını bilemezdim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder