Bazen sessizliğin içinde boğuluyorum. Yüzmeyi çok uzun zaman
önce öğrendim ama boğuluyorum yine de . Nefesim iyidir ama boğuluyorum çaresiz.
Kelimeler koca bir halka geçiriyor boynuma. Bazense
vatozların bile yaşayamayacağı derinliğe kalbimde koca bir taşla bırakıyor beni
öfkem.
Taşı bırakamıyorum. Derine batmam gerekiyormuş gibi geliyor
bazen. Karanlık ve soğuk bir denizin dibinde tek başıma ölmem gerektiğine
inanıyorum.
Kimse yok. Ve anlıyorum ki insan suyun içinde de ağlasa
gözyaşının tadını dudaklarında hissedebiliyor.
Tek bir yabancı nefes bile yok. Ciğerlerimdeki havanın
bittiğini anladığım sıralarda hıçkırıklara savaş açmak çaresizliği mi
sergiliyor yoksa ölüme bir adım daha yaklaşma isteğinin sinyalini mi veriyor
beynime, bilmiyorum.
Kumların ayaklarıma değdiğini hissedebiliyorum. Seviniyorum.
Bir şeyler hissedebiliyor olduğumu bilmek sevindiriyor beni en acı bir şekilde.
Biraz da gülümsüyorum son saniyelerde.
Ve son kez düşünüyorum. Mutluluk var mı?
Sanıyorum ölüyorum. Ciğerlerime sular doldu, taşıyor. Hava baloncukları yüzeye çıkamadan kapatmak
istiyorum gözlerimi.
Ve cevap veriyorum .
Mutluluk olsaydı, kalbimde koca bir taş olmazdı ve ben
karanlık bir suda kum tanelerinin varlığını bilemezdim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder