Hazır yeni şarkımı bulmuşken birkaç şey yazayım dedim.
Bir şehre veda ettim Dünyalı. İçimde bin bir duyguyla
uğurladım kendimi bir şehirden. Kendimi tanıdığım, büyüttüğüm, sakinleştirdiğim
ve değiştirdiğim şehrime veda ettim.
Evet, mezun olabildim. Sırtımda meğer ne büyük bir yük
taşıyormuşum, sınavın ertesi günü anladım bunu Dünyalı!
Bu arada yılbaşı gecesini yine hatırlamıyorum. Koca gecede
toplasan on dakikalık bir kesit var aklımda. Ertesi günün adresi zaten belli:
Tuvalet. Şişede durduğu gibi durmuyor bu meret hakikaten. Ama o rakı bitecek dedim,
bitti. Kadehler benimdi. Mezeler benimdi. Özlemler benimdi. Telefondaki ses
benimdi. Kafamın tüm dağınıklığı benimdi. Dertler benimdi. Deryalar benimdi.
Benim olan her şeye ayrı ayrı kadehler kaldırdım. Yedinci kadehte şişe
boşalınca uykuya yenik düştüm. Pişman değilim. Yine olsa yine yaparım. Tuvalete
taşınmaya, mideme ağrılar girmesine razıyım. Sen de dene, pişman olmayacaksın
eğer tabağında haydari varsa…
Bir üst paragraftan dolayı sanırım yazıma +15 sınırı
getirmem gerekecek Dünyalı. O yüzden ben veda ettiğim şehrime geri dönüyorum.
Şehrimi terk ederken dostlarımla vedalaştım. Ağladım. Ama en
çok otobüste tekli koltuğumda otururken ağladım. Sarılmalara doyamadım. Öyle
garip ki Dünyalı. Gittiğim için bir yandan üzülüyorum. Bir yandan seviniyorum.
Yetmiyor bir de korkuyorum.
Dostlarımı, kendi düzenimi, kendi sokaklarımı, kendi
hayatımı, geride bırakırken üzülüyordum.
Aileme, uzak kaldığım her şeye kavuşacağım için
seviniyordum.
Bocalamaktan, kendimi yeni bir düzene sokmaya çalışırken
bocalamaktan ve balığı ters döndürmekten de korkuyordum.
Bir yandan da yola çıkarken sanki birkaç günlük tatil için
gidiyormuş gibi hissediyor olmam iyice karıştırıyordu kafamı. Acı gerçeği
odamdaki manzarayı gördüğümde benimsedim. Kitaplarım, eşyalarım, her şeyim bir
bir odamdaydı. Önceleri bir iki haftalığına eve geldiğimde valizimi
boşaltmazdım bile. Ama şimdi ilk işim eşyalarımı yerleştirmek oldu. Yeni bir
düzene ne kadar çabuk geçersem o kadar çabuk kabullenirim diye düşündüm.
Otobüse bindim ve onca anıya, onca neşeye, hüzüne yol boyu
teker teker veda ettim. Kendi kendime güldüm , ağladım, düşündüm. Keşkelerim
de oldu iyikilerim de.
Şehrimde tanıdığım herkese, hayatıma kattıkları her şey için
çok teşekkür ederim.
Çekirdek ailem… Bana il dışında okuma fırsatını vererek bana
en büyük iyiliği yaptıkları için en çok da onlara teşekkür ederim.
Ve büyük ailem… Maddi manevi her türlü desteklerini benden
hiç esirgemedikleri için teyzelerime ablalarıma çok çok teşekkür ederim. Önce
aileme sonra bana hep destek oldunuz. Ben olmadığımda onlara siz sarıldınız.
Ve Dünyalı, artık önümdeki hayata hazırlık yaparken daha
hızlı adımlar atmalıyım. Eğer “her şey bir gün güzel olacak” ise benim bu
güzellikleri yaşamam için çaba göstermem lazım.
Hayatımda aldığım bu kararın Hayır’lara vesile olmasını
diliyor ve “hayat bildiği gibi gelsin” diyerek cümlelerime son veriyorum.