Okudum. Kitaplar okudum. Romanlar okudum. Öyküler okudum.
Şiirler okudum.
Aradım. Kendimi aradım. Kendime uygun yaşanmışlıklar aradım.
Cümleler aradım.
Yazdım. Kendime ait cümleleri sıraladım ardı ardına.
Cümlelerimde seni özne yaptım.
Tek yüklemi vardı yazılarımın. O da kopuşumuzdu. Hiçbir şey
olamadan kopuşumuzdu. Senin bana gelmeden benden kopuşundu.
Başka yazarların kahramanlarında seni aradım. Karakterlerin
sevgilerini sana yansıttım. Kendime de karakterler buldum ama yapamadım. Onlara
bürünemedim. Eksikti sevgileri. Acıları acımdan ya çok üstündü ya da çok
güçsüzdü. Acıma uygun acı bir karakter bulamadım okuduğum kitaplarda.
Cümleler güzeldi. Altını çizmek istedim çoğu zaman ama
vaktiyle böyle bir huy edinmediğimden bir de yatağıma zımbalanmış olduğumdan
kalkıp da bir kalem alıp altlarını çizmedim cümlelerin. Belki de unutmak
istedim. Ne kadar beğendiysem o kadar unutmak istedim o cümleleri. Gerçeklerdi
o cümleler. Beni yansıtan cümlelerdi. Aynaya bakmak gibiydi. Aynaya bakıp seninle
konuşmak gibiydi. Sana kızmak gibiydi o cümleler, o hikayeler ve senin
varlıklarından haberdar olmadığın karakterlerin yapıları.
Yokluğundan yararlandı bütün karakterler. Onları okudukça,
onları sen olarak gördükçe aşık oldum çünkü onlara. Hepsi sen olmanın yanında
adi bir karakterdi aynı zamanda. Yokluğunu fırsata dönüştüren adi
karakterlerdi.
Yokluğun okuttu bana onca cümleyi ve yine yokluğun yazdırdı
bana onca cümleyi.
Sen okumayı seversin. Yazmak için daha çok okumam gerekiyor,
demiştin. Ben de sana bunun okumanın dışında hislerle alakalı cümle kurabilme
yeteneğinin olmasından bahsetmiştim. Önce bir cümle yazarsın, beklersin. Devamı
zamanla gelir, demiştim. Bahanendi daha çok okumak. Okumak senin
nefesindi. O Rus yazarların cümlelerinde
hayat buluyordun belli ki. Belki de bu yüzden ayrı bir dünyan vardı kendine
ait.
Senin kendine ait o dünyana ait olamamam sebep oldu her
şeye. Biraz okuttu, biraz da yazdırdı.
Cümleler kurmama yardımcı olduğun için teşekkürler sevdiğim
adam !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder