Sayısız masallar yazdım. Hepsinin ana kahramanı bendim.
Hepsinde bir prensim vardı ve her masalımın sonunda ikimizden birisi ölürdü.
Ben öldürürdüm.
Hiçbir masalımda mutluluğu sonuna kadar yaşatmadım kimseye.
Ona ya da bana daha fazla hayat vermedim. Hep kötü yazar oldum ben. Ama hayat
kötü. Gerçekler kötü. İçim kötü.
Hiç mi iyiliğim yok ?!
Var elbette ama sınırlı sayıda. Kim bilir, belki de iyi olmadığım için
seviliyorum günah tohumundan gelen insanlar tarafından. Ve yine kim bilir,
belki de saygı görüyorum. Herkes beni
konuşuyor. Arkamdan söylentiler duyuyorum. Ben de onlara arkamla gülüyorum
tabiri caizse. Neticede onları masalımın
içine koyan benim. Ben olmasam onca insan nasıl can bulurdu dünyada ? Haşa,
Tanrı değilim. Ben, Tanrı’nın yarattığı yaradanım.
…
Şimdi akımdaki başlığı düşündüm de konuyu aşmışım biraz.
Sen kaçıncı masalımsın ey dost? Kim bilir bu masalda kim
ölecek. Ama gerçek şu ki: fark etmeyecek. Çünkü ne ben sensiz iki kişilik bir
hayat yaşayabilirim ne de sen bensiz bir can bulabilirsin. Ben bu masalı ya
ikimizi öldürerek bitiririm ya da son nefesime kadar noktasız, virgüllerle
devam ederim,,,,,,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder