4 Ocak 2014 Cumartesi

Gezegenindeki Misafirindim Ben


Sevdiğim adamın daha önce  kitap raflarının önünde kaç defa adımladığını bilmediğim kitapçısına girdim bugün. Aynı rafların önünde ben de adımlarımı gezdirdim. Bilmediğim onca insanın adımı geçmişti o rafların önünden, hissedemedim varlığını. İstediğim duyguyu yaşayamadım.
Ama bir yazarın üç ayrı kitabını görünce yan yana… İşte o zaman herhangi bir kitaptan önce göz yaşım dokundu ellerime. Avucumdaki damlanın sıcaklığını hissederken yaşamak istediğim duyguyu o an yaşadım işte.  
Birlikte okuduğumuz kitaplara dokundum yavaşça. Sayfalarında bir kez daha gezdirdim gözlerimi. Her bir kelimede başka anılara gittim. Gülüşlerini yakaladım cümlelerin arasında. Bir cümledeki virgül gibiydi onun gülüşü. Nefes alış verişimdi, dinlenmelerimdi, yutkunmalarımdı, anlam katan zamanlardı.
Onunla aynı kitapları okuduk da aynı zamanları yaşayamadık.
O uzaktı yaşama.
Onun insanlığın dünyasıyla bi işi yoktu. Onun kendi gezeni vardı. Bana kalırsa o gezegende çok da mutlu değildi ama gidecek bir yeri var mıydı bilmiyordu. Ben onun gezegenine misafir olan bir yolcuydum sadece. Daha gezegeni tam tanıyamadan, her bir noktasına adım atamamışken kesildi dönüş biletim.
Tek başına çıktığım yolculuktan yine tek başıma döndüm.
Bu sefer gözyaşım avucuma düşmedi ama. O iki gezegen arasındaki boşlukta bir yerlerde geziniyor şimdi o damla.  Eğer o damla bir gün sevdiğim adamın avucuna, o uzun parmaklarına değerse işte o zaman o benim gezegenime misafir olacak.

2 yorum: