Güneş mi cümleleri çıkartır gün yüzüne yoksa Ay’ın eşsiz
ışığı mı?
Hangisini bekliyorsak , o mu yazdırır bize cümleleri
Dünyalı? Böyle mi dersin… ?
Neden olmasın! İnsanlar diğer durum ve duygularda da hep
içinden geleni, onu bir şeylere itene göre hareket etmez mi zaten? Paylaşacak
sevgimizi bile kişiden kişiye göre değiştirmez miyiz? Hatta bir söz vardır ya “Evleneceğin
kişiyi hissediyorsun.” diye. Hislerin bile gönlüne göreyken, cümleler neye göre
Dünyalı?
Sabah güneşi mi yoksa akşamın kızıl güneşi mi sana cümle
yazdıracak? Biri hüzün, sıkıntı ve bin
türlü derdini yazdırırken diğeri mutlu günün bittiğinin habercisi mi? Yoksa sadece
yok olmuş bir günün tasviri mi?
Ay peki? Karanlığın içindeki yüceliği anlatırcasına sevginin
kudretini mi anlatıyorsun cümlelerinde? Yoksa o koca karanlıktaki ışığı
aradığını mı yazıyorsun?
Karıştın mı Dünyalı? Ben çok karıştım. Kayboldum hatta kendi
aklımın içinde. Rüyalarım da çok karışık ama bu sefer biraz polisiye biraz
bilim kurgu düzeyinde ilerliyor. Normal rüyalara hayatımın hangi evresinde
geçeceğimi ben de senin gibi büyük bir arzuyla bekliyorum canım Dünyalı.
Aklıma zaman zaman çocukken kurduğum bir cümle geliyor. Sonra çorba oluyor işte kafam. Kurduğum cümlenin ne büyük bir zayıflık
olduğunu şimdilerde anlıyorum. Ama bir yandan da haklı olduğumu da… Keşke o an
aklımdan silinse… Belki o zaman içimdeki suçlu kelebeği özgürlüğüne
kavuşturabilirim.
Şimdi diyeceksin ki bir önceki yazının son cümlesinde bir sonraki
yazının siparişini vermiştin, bu da nereden çıktı? Benim cümlelerim de
kulağımdaki müziğe göre şekilleniyor işte canım Dünyalı. Ama söz vermişken
anlatmamak da olmaz öyle değil mi?
Eğer biraz büyüdüysen, hayat sana senden önce büyüyenlerle
güzel anılar paylaşabilmeyi bir şekilde göstersin Dünyalı. Aile bağlarımız
biraz sıkıdır. Baba tarafım hariç. Haliyle bu geleneksek temizlik merasimi de
anne tarafımdaki canlarımla ilgili. Gadeşimi biliyorsunuz, ablam,
canım,ciğerim. Son günlerde de spor kankim.Canım kankim. Gün oldu çok güzel masalarda , ortamlarda
sevgimizi kadehlerle pekiştirdik.. Sonra kendisi beni tuvalete yetiştirdi.
Çarşafları yıkadı. Hatta inanır mısınız, duvarları bile sildi. Gecenin sonunda
çöp kovasına sarılıp uyumuştum. Tiksinerek okumayın, o yüz ifadenizi değiştirin
lütfen sayın Dünyalı..
Değişti mi? Tamam mı? O zaman devam ediyorum…
Gel zaman git zaman ailemden bir parça büyüdü, genç oldu, on
sekiz oldu. Aldık yanımıza, gönlünce eğlendirdik. En son o yüksek seste
gözlerimin içine bakıp bakıp fondipledi ama olsundu. Hakkıydı. Hak dediğin
taksici abimizin bizlere hediye ettiği poşetti aslında. Biraz da çantanın
üstündeki… Neyse neyse. Bu işin devamı gelmemeli .
Şaka bir yana Hupis sayesinde çok güzel bir gece yaşadık.
İyi ki geldin Hupis! Senin geleneksel temizlik merasimin de bir sonraki
kuşağımız için. Kendini şimdiden çalışmalara hazırlamalısın. Çalışma demişken,birkaç
hafta sonra büyük bir sınav bekliyor onu. Dilerim gönlünden geçen olur sevgili
Hupis!
Hupis’e not: Karşında acımasızca yediğimiz o tatlıyı sana
yapacağım, söz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder