15 Temmuz 2014 Salı

Sakar Şirin Tadında Hayat

"Sakar Şirin Tadında Hayat" diye bir kitap yazılır mı acaba? Adı çok “Şirin” geliyor. O zaman haydi, bir yazı şirinleyelim Dünyalı?
Çok yaramaz bir çocuk olmadım. Hatta bildiğim kadarıyla hiç yaramaz değildim. Çocukken kaç yaşındaydın diye soracak olursan da bir saniye önce de çocuktum bundan sekiz sene önce de çocuktum ve yine bundan on yıl önce de çocuktum. Geçen her saniye büyüyorsam ve koca bir nine olduğumda bile aile büyüklerim tarafınca küçük bir çocuk olarak kalacaksam aslında gerçekte kaç sene “çocuk” olduğumun pek de önemi olmamalı.
Ama bizim büyümeyi isteme gibi aptallıklarımız var Dünyalı. Ben hiç büyümek istemedim, diyerek şu samimi cümleler topluluğu arasında yeme şimdi beni . İnsanız ve geçmişi çocuk olan bir varlığı bu konuda kandıramazsın. Az biraz akıllıyız yani özetle. İnsanlar her ne kadar gözümde gereksiz bir mahlukat olsa da ara ara seviyorum kerataları.
Cem Adrian dinlerken ve koca bir at sineği kafamın etrafında vııız vııız dolanırken –şu anda buz dolabı da ııığğğhııırrrzzzz gibi absürt sesler çıkarmaya başladı. Ben buna gece vardiyası diyorum- nasıl böyle şirinli şeyler yazıyorum bilemiyorum açıkçası. Belki de hayatı Sakar Şirin tadında yaşamaya başladım. Ne dersin concon?
Bazen tüm planları suya düşürecek kadar sakarlıklar yapsa da yine de vazgeçilmiyor ya hani Sakar Şirinden ve aynı şirinde vazgeçmiyor ya hani sakarlıklardan.. Hayatım da şu günlerde öyle bir döngü içerisinde sanırım Dünyalı kardeş.
Çıkmaz sokaklarımda değilim artık, biliyorum. Önümde ne kadar sokak var ve hangisine sapıp yoluma devam etmeliyim  bilmiyorum. Bir biliyoruum bir bilmiyoruum. Bir biliyoruum bir bilmiyorum. Papatya tadında bir hayat da yaşıyorum demek ki şu sıralar.
Ne çok hayat yaşıyorum böyle yahu… 
Belki tek bir hayata sahip olursam, o sokaklardan hangisine sapacağıma karar verirsem, Şirinleri rüyamda görebilirim. Ne dersin Dünyalı?
Haydi uyku şirinlemeye… :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder