11 Temmuz 2014 Cuma

Piso ve Konserci Çocuk

NOT: Oralarda bir yerlerde abimle beraber kafa salladım, evet!
...

Şehrim bir kez daha şaşırttı beni. Karşı binada oturan ve  muhtemelen bir öğrenci yaşam olanı olan evden son ses Metallica parçaları, salonuma kadar eşlik ediyor. Tam da duygusal moda girmiştim. Güzel bir film seçtim, açtım, salonumun ışığını kapadım. Bir baktım James babanın sesi. Koştum balkona ne oluyor diye. İlk parça bitti yook, ikinci parça bitti ı ıh, üçüncü, dördüncü…. Paşam ses kısmayı bilemedi bir türlü. Biz de korkumuzdan salonda çok ses yapmıyoruz ki aşağıdaki dedeyle nine kapımıza dayanmasın diye. Gerçi ben yaşadıklarından biraz şüpheliyim ama neyse. Adam rahat… Sanırım birkaç gün sonraki Metallica konserine hazırlık yapıyor. Ah ah.. Orda olmak vardı. Neyse ki daha önceden gitmiştim konserine de öyle çok oturmadı içime.( Çok da laf mı yani !)
İki oda bir salon olan geçici öğrenci evimde yalnız kalmaya başlayacağım iki haftanın ilk gecesindeyim. Ev arkadaşlarım gitti. Arkadaşlarım dediğime bakma Dünyalı, hepi topu üç kişi kalıyoruz zaten. Olsun. Balkonumda Ay eşlik ediyor bana. Konserci çocuğu unutmuyorum tabii..
Hayat garip değil mi Dünyalı? Okumak istediğin bir kitabın günlerce komidinin üstüne sana bakması ve tek bir sayfa bile çevirmeden hala aynı isteği içinde bulundurmak da neyin nesi böyle ?
Ayy yok ya.. Bugün öyle karamsar  cümlelerimi art arda sıralamayacağım. Bugün, Doktordan gülüşümü almanın şerefine bir bardak ayran(ramazan dolayısıyla alkole kapalıyız), Ay ve konserci çocukla çiçekli böcekli  ilk yazımı kutlayalım.
Doktordan gülüşümü nasıl aldım bilmiyorum. Şu an gülüşümü ondan alasım geldi ve aldım. Gerçek olup olmadığını, geçici mi yoksa kalıcı bir gülüş olduğunu bir sonraki yazılarımda anlarız hep beraber.
Koca bir sene geçti geçecek neredeyse Dünyalı. Gülüşü yok saydığım sekiz ay. Öfkeyi sevginin önüne koyduğum beş ay…Ömrümde bu kadar uzak kalmadım ben gerçek gülüşe. Ağız dolusu kahkaha tabiri vardır hani. Heh, tam da onu özledim.
Yalnız öfke kısmını bi açıklığa kavuşturmakda fayda var. Öfkem hala benimle. Yanıbaşımda. Aklımın içinde. Sevgimin her bir kırgınlığında. Saçımın her bir telinde. Aldığım her bir nefeste. Kırptığım her bir göz hareketinde. Yaşadığım her yeni günde.
Dünya’dan Solfej'e taşıdığım en ağır bavul bile öfkemden hafif.
Bak yine girdim karamsarlığa, karanlığa.
Tamam tamam, bitiriyorum artık. Konserci çocuk da erken bitirdi konser zaten.
İyi geceeler Dünyalı. !



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder