9 Haziran 2014 Pazartesi

Piso, Tardu ve Marsi'nin Hikayesine Başlıyor...

Yorulmuştu, çok yorulmuştu. Aylardır gri bulutların,büyük damlalı yağmurların içinden, sert rüzgarlardan nasibini ala ala uçuyordu durmaksızın. Sakin bir bulut bulup dinlenmeliyim, dedi Tardu.
Uçuyordu Marsi. Piso, Marsi’den Tarduyu bulmasını istiyordu ama bulamıyordu bir türlü.
Seviyordu Piso. Marsi ve Tardu’nun varlığını seviyordu.  Tarduyu en son camının önünde görmüştü. Dokunuşuyla kırık kanadını iyileştirmiş, öpücüğüyle soğuk bedenini ısıtmıştı Piso.
Piso, Marsiyi bulduğunda Tarduyu unutmadı hiçbir zaman. Çünkü Tardu onun hediyesiydi, karanlıktan gelen aydınlığıydı. Bir ömür görmese de unutamazdı Piso. Zaten neyi unutabildi ki bu güne kadar can kuşu Tardusunu unutsun öyle değil mi ? Ama merak ediyordu Piso.  Koca gökyüzünde iki güzel canlının hiç karşılaşıp karşılaşmadığını, birbirlerini tanıyıp tanımadığını bilmiyordu. Belki de Tardu yollamıştı Marsiyi. Kendi gelemiyordu ama adına elçiler gönderiyordu.
Olabilir miydi ?
Tardu bunu Piso için yapar mıydı ?
Yaptı.

Piso’da Tardu için yeni bir gökyüzü yarattı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder