2 Ağustos 2014 Cumartesi

Uçurum Sınırlarında Solfej Kokusu

Kolay değil. Adım atmak öyle kolay olmuyor benim gezegenimde Dünyalı.
Uçurumdan düştüysen bir kere, kayalara çarpıp üstünü toza buladıysan, sırtın yere son kez çarptığında gökyüzünün mavisine baktığın zaman umut tükendiyse içinde , o uçurumu tırmanmak en zorlu maratondur senin için artık. Kalbinin kırıkları kaburga kırıklarının acı ve ağrısını bastırıp gözündeki tuzlu damlaya sebep veriyorsa, kalbini sevmeye ikna etmek öyle kolay olmaz Dünyalı.
Uçurumdan aşağı bakmanla kendini uçurumun dibinde bulma anını hesaplayamayacak kadar kısayken süre , cesaretini toplayıp düştüğün noktaya geri tırmanman o kadar kısa bir sürede tamamlanmaz hiçbir zaman Dünyalı.
Düştükten sonra önce yaşadığına inanmalı insan Dünyalı. İnanıp üstündeki tozu silkelemeli. Kendine geldikten sonra düştüğün yerin de dibi var mı yok mu bir yoklamalı insan. Eğer daha dibi yoksa, yani tabir-i caizse cehennemin dibindeysen ve ölümden başka kaçış yolun da yoksa, düştüğün uçurumu tırmanmak dışında şansın da yoktur Dünyalı.
Gördüğün her noktaya tutunmalısın. Koşamazsın bir uçurumda. Bir ip gibi sallanırsın. Yaprak olamazsın, koparsın. Susuz kalırsın bir ağaç dalında. İp olup rüzgarı bekler, yukarı atarsın kendini her bir esintide.
Aşağı bakarsan yorulursun. Ama ben çok baktım aşağıya Dünyalı. Çok da yoruldum, evet. Ama bırakmadım tuttuğum kayayı. İp olup herhangi bir kaya parçasının beni koparmasına izin vermedim. Zaman zaman inceldi ip ama kopmadı.
Ve başardım Dünyalı! O uçurumdan tek başıma düştüğüm gibi tek başıma da çıktım. Zor oldu, çok terledi göz çukurlarım, ellerim çok kanadı, kalbimin kırıkları canımı çok yakıp avazım çıktığı kadar bağırttı zaman zaman ama ben o uçurumu yendim Dünyalı!!
Şimdi aynı uçurumun kenarındayım Dünyalı. Tardu’nun mavisi ya beni iter o uçurumdan ya da aynı mavi adım adım uzaklaştırır beni o boşluktan.
Sınırda olmak çok tehlikeli Dünyalı.
Çok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder