1 Ağustos 2016 Pazartesi

Sade Soda Tadında

Neler oluyor neler bitiyor, anlayamıyorum. Cümlelerime böyle anlamlaştıramamış olgularla ne çok başlıyorum öyle değil mi Dünyalı. Affet. “Öğleden sonra affet, ne zaman istersen.”
Taşıma su ile değirmen dönmez derler. Gerçekten  öyle Dünyalı. İtekaka gitmiyor bir şeyler. Emanet gibi gün yaşıyorsan çok da değere sahip değildir nefeslerin. Kitap cümlelerinin içinde boğulma zamanım geliyor yavaş yavaş, hissedebiliyorum Dünyalı. Bir zarın pulumu kıramayacağını nasıl hissediyor ve ona göre hamle yapıyorsam, sonunda da kırılmıyorsa pulum, öyle hissediyorum işte.
Bir terazinin üstüne ne zaman çıktım, hatırlayamıyorum ama muhtemelen patates olduğumdan beri! Kilom aynı kalsa da patatesin değeri bazen düşüyor. Yoruluyorum Dünyalı. O patates çuvalının dibinden yukarılara doğru çıkarken yoruluyorum. Bir kamyonetin arkasında giderken asfalta düşecekmişim ve o kamyonete uzaktan bakacak olmaktan çok korkuyorum. Korktukça yoruluyorum. Boğuluyorum.
Gecelerde umutlar boğuldu, şiirler kanadı  mısra mısra.  Engel olmaya çalıştım mı?
Belki.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder