“Siz istiyorsunuz ki çöllerin ortasında bıraktığınız
insanlar size gül bahçesi sunsun.”
Dünyalı, seni de yakaladı mı tesadüf hiç?
Beni bugün yakaladı ve hiç beklemediğim , beklemeyi
istemediğim bir taş takıldı ayağıma. Kaya da denilebilir. Etrafı dikenli
tellerle çevrili. Daha önce de yaşamıştım o dikenli kayanın acısını, öfkesini, sinir
harbini. Ama bu bambaşka bir şeydi Dünyalı. Elimi ayağımı boşaltırcasına; küçük
bir asansörde tek başına aşağı kata inerken çığlık attırırcasına; sinirinden,
kırgınlığından zar zor nefes alırcasına; bayılacak gibi olurcasına…
Bugünkü tesadüfümüz
ne yazık ki üçüncül kişiler tarafından oluşturulan değer yargılarımı
yıkmama izin vermedi. Aksine körükledi..
Bugünkü tesadüfümüz arka planda neler olup bittiğini biraz
da olsa gösterdi.
Bugünkü tesadüfümüz aslında bir kum tanesinin nasıl da
kayaya dönüşmesi gerektiğini çok iyi özetledi.
Bugünkü tesadüfümüz bir kez daha gösterdi ki bazen o patates
çuvalının değeri değer olmaktan çıkmış, topraktan alınma çabasına bile hiç
girilmemiş.
Bugünkü tesadüfümüz “gönlü olsun” bahanesi adı altında
geçiştirilmiş, “çenesi kapansın” gerçeğiyle yapılan eylemleri gün ışığına
çıkarmış.
Bugünkü tesadüfümüz daha önce milyon defa kurulmuş
cümlelerin yanına bir rakam daha eklenmesine vesile olmuş ve ne acıdır ki yine
anlaşılamamış.
Bugünkü tesadüfümüz …
Yetsin Dünyalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder