8 Şubat 2015 Pazar

Şimdi Orda Bi Yazı Varmış...

Fotoğraf: Piso/Masumiyet Müzesi- Giriş Kat



Bi filmin sonunda görmüştüm aşkın insana hayat verdiğini.
Aşk çok güçlü bi kavram Dünyalı. Aşk çok başka birşey . Hem senin gezegeninde hem benim Solfej’in mavi duvarları arasında.
Nefes alıyorum şükürler olsun ki. Ama kaburgalarım batıyor kalbime. Ya da kalbim tüm vücuduma hükmedercesine yakıyor canımı, bilmiyorum.
Bu sıralar öyle karanlık ki sokaklar. Rüyalar yine saçmalamaya başladı bilinçaltımda. Bir yemek masasında geçmişten bir isim bile geldi dilimin ucuna bugün. O an o kadar anlamsızlaştı ki Dünyalı, bunu kelimelerle tarif etmek saçmalığın daniskası. Neyse ki yakın zamandaki isimler neşelendiriyor ruhumu.
Şarkılarım yine sözlerden düştü. Melodiler geliyor sadece ruhumun derinliklerine. Sözler yine anlamsızlaşıyor. Öyle absürt bi zaman dilimindeyim ki gerçekten canım yanıyor mu, mutlu muyum, kahroluyor muyum yoksa harbiden kahkahalarla nefessiz mi kalıyorum, anlayamıyorum Dünyalı.
Çok kez çıkmazlara düştüm yakın geçmişte ama bu öylesine garip ki. Koca bir labirentte mide bulantısı yaşamak gibi. Tek başınasın ve bulantına iyi gelecek hiçbir şey yok elinde, yakınında. Ya kusacaksın ya da labirentin ucunu bulmaya devam edeceksin midendeki savaşla.
Hangisi daha güçlü Dünyalı?
Labirentin sonundaki belirsizlik mi yoksa midendeki savaşçılar mı?
Gülüşler var mı savaşçılarının silah sesleri arasında Dünyalı?
Unutma Dünyalı, önce gülüşler sevilir.
Eğer aşık olacaksan önce gülüşüne aşık ol yanında oturduğun kişinin. Gerisi sonra kendiliğinden gelir. 
Yanındakinin önce gülüşünü sev ki onun gülüşüne dokunabilmek için onun mutluluğu ol. Onun mutluluğu ol ki senden vazgeçemesin.   Ve sonra da kalbini sev Dünyalı. Kalbini sev ki kalbindeki tüm kötülükler, bencillikler, silinip gitsin. Sev ki yeniden doğsun Dünyalı.
Olur da bir gün sen de Piso gibi aşkı yasaklarsan gönlüne, sevmek için bekle. Çünkü sevgiden ötesi yok Dünyalı. Sevgin olursa sabahların olur, ama o da giderse karanlığa gömülürsün Dünyalı.
Aşk kötü Dünyalı, kötü… Aşk öyle kötü ki, Kazım Koyuncu’nun dediği gibi bir gün yolda yürürken bi şarkı duyup canın yanabilir, kalbin acıyabilir.
Ama seversen ve birinin “ruhu” olabilmişsen, yanında otururken “on dakikaya kalkalım” dedikten sonra saatler geçiyorsa ve yanında mutluluğu iliklerine kadar hissediyorsan, hayat sana güzel Dünyalı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder