Bi filmin sonunda görmüştüm aşkın insana hayat verdiğini.
Aşk çok güçlü bi kavram Dünyalı. Aşk çok başka birşey . Hem
senin gezegeninde hem benim Solfej’in mavi duvarları arasında.
Nefes alıyorum şükürler olsun ki. Ama kaburgalarım batıyor
kalbime. Ya da kalbim tüm vücuduma hükmedercesine yakıyor canımı, bilmiyorum.
Bu sıralar öyle karanlık ki sokaklar. Rüyalar yine
saçmalamaya başladı bilinçaltımda. Bir yemek masasında geçmişten bir isim bile
geldi dilimin ucuna bugün. O an o kadar anlamsızlaştı ki Dünyalı, bunu
kelimelerle tarif etmek saçmalığın daniskası. Neyse ki yakın zamandaki isimler neşelendiriyor ruhumu.
Şarkılarım yine sözlerden düştü. Melodiler geliyor sadece
ruhumun derinliklerine. Sözler yine anlamsızlaşıyor. Öyle absürt bi zaman
dilimindeyim ki gerçekten canım yanıyor mu, mutlu muyum, kahroluyor muyum yoksa
harbiden kahkahalarla nefessiz mi kalıyorum, anlayamıyorum Dünyalı.
Çok kez çıkmazlara düştüm yakın geçmişte ama bu öylesine
garip ki. Koca bir labirentte mide bulantısı yaşamak gibi. Tek başınasın ve
bulantına iyi gelecek hiçbir şey yok elinde, yakınında. Ya kusacaksın ya da
labirentin ucunu bulmaya devam edeceksin midendeki savaşla.
Hangisi daha güçlü Dünyalı?
Labirentin sonundaki belirsizlik mi yoksa midendeki
savaşçılar mı?
Gülüşler var mı savaşçılarının silah sesleri arasında
Dünyalı?
Unutma Dünyalı, önce gülüşler sevilir.
Eğer aşık olacaksan önce gülüşüne aşık ol yanında oturduğun
kişinin. Gerisi sonra kendiliğinden gelir.
Yanındakinin önce gülüşünü sev ki onun gülüşüne dokunabilmek
için onun mutluluğu ol. Onun mutluluğu ol ki senden vazgeçemesin. Ve sonra da kalbini sev Dünyalı. Kalbini sev
ki kalbindeki tüm kötülükler, bencillikler, silinip gitsin. Sev ki yeniden
doğsun Dünyalı.
Olur da bir gün sen de Piso gibi aşkı yasaklarsan gönlüne,
sevmek için bekle. Çünkü sevgiden ötesi yok Dünyalı. Sevgin olursa sabahların
olur, ama o da giderse karanlığa gömülürsün Dünyalı.
Aşk kötü Dünyalı, kötü… Aşk öyle kötü ki, Kazım Koyuncu’nun
dediği gibi bir gün yolda yürürken bi şarkı duyup canın yanabilir, kalbin
acıyabilir.
Ama seversen ve birinin “ruhu” olabilmişsen, yanında
otururken “on dakikaya kalkalım” dedikten sonra saatler geçiyorsa ve yanında
mutluluğu iliklerine kadar hissediyorsan, hayat sana güzel Dünyalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder