Selam canım Dünyalıımmmm,
Sözde geri dönmüştüm değil mi ama yoktum yine kaç zamandır.
Sanırım günlerim biraz tempolu geçiyor. Sen beni affedersin bilirim..
Yeni okulumda çok mutluyum Dünyalı. Tıkır tıkır yürüyor her
şey. Elbette bazen aksaklıklar oluyor ama insan üstünde yük hissetmiyor. Hooop diye
akışına gidiveriyor olaylar. Ama merak etme burada pazartesileri durgun geçiyor.
Aslında dikkat ettim de son zamanlarda hayatımda pazartesiye dair pek de bir
aksiyon olmadı. Yoksa hayat evrenim kendisine yeni bir gün mü seçiyor? En iyisi
bekleyip görelim.
Ama yeni maceralarımı beklerken neden geçmiş pazartesilerimi
unutayım ki? Öyle değil mi Dünyalı? Hatırlarsan en son bir pazartesi günü erkek
bebek dünyaya getireceğimi öğrenmiştim. Ah sonraki o pazartesiler…
Karnım artık iyice belirginleşmiş, 33. Haftaya gelinmiş, gebeliğe
bağlı şekerim boy göstermiş, havalar ısınmaya başlamışken bir sabah Silivri’de
kahvaltı yapıyordum. İlk birkaç lokmamda her şey normaldi. Taa ki karnımda
derin bir batma hissedene kadar. Önce biraz duraladım, bekledim ve geçti. Birkaç
dakika sonra tekrar başladı. Kimseye bir şey demeden sofradan kalkıp üst kata
uzanmaya çıktım. Bekledim, kendimi rahatlatmaya çalıştım. Ama artık karnımın
içini birileri bıçakla yarıyor gibiydi Dünyalı. Bir yandan kendimi telkin
etmeye çalışırken bir yandan da olası bir erken doğumun korkusunu yaşamaya
başladım. Doktorum hemen kontrol için hastaneye gitmemi söyledi. Ama bazen her
istediğimiz hemen olamıyor işte Dünyalı. Çünkü hastane evime çok uzak ve ulaşım
için alternatif çözümlerim çok sınırlıydı.
Sonuç olarak zor bela bulduğumuz bir taksiyle hastaneye doğru yola
koyulduk. Sancılarım ne azalıyor ne çoğalıyordu. Ama nefes alırken artık
zorlandığımı fark edebiliyordum. Kendimi sakinleştirmeye çalışırken bir yandan
da olabilecek her türlü durum için panikleyişime engel olamıyordum. Kafamda zibilyon
tane düşünceyle hastaneden giriş yapmayı başarmıştım nihayet.
Doktor beni gördüğünde yerinden zıplarcasına kalktı ve beni
hemen sedyeye uzandırdı. Evet, sancım başlamıştı ama her şey için çok ama çok
erkendi. Doktor hemen yatış verdi ve yapılabilecek her şeyi yaparak sancılarımı
durdurdu. Neyse ki devamı gelmedi. Ama artık yeni bir sorunumuz vardı.
Tansiyon.
Tüm gebelik sürecimde başıma bela olacak şeyin adı maalesef
buydu. Ama benim için önemli olan o sancılı pazartesi de bebeğimin içeride kalmış
olmasına şükredişimdi. Biliyor musun Dünyalı, o sancılı günün sabahında bebeğimin
odası için yaptırdığım isimlik kargoyla bize ulaşmıştı. Günün sonunda bu
tesadüf beni biraz güldürmüştü.
Sonraki pazartesimde görüşmek üzere Dünyalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder